1. Black Sabbath
Genellikle heavy metalin öncüleri olarak anılan Black Sabbath, 1968 yılında İngiltere’nin Birmingham kentinde kuruldu. Karanlık, ağır riffleri ve okült temalı şarkı sözleriyle tüm türün temelini attılar. Efsanevi Ozzy Osbourne’un önderliğinde ve Tony Iommi’nin doom yüklü gitar çalışmalarıyla Black Sabbath’ın Paranoid ve Master of Reality gibi ilk albümleri daha önce hiç olmadığı kadar ağır ve karanlık yeni bir sound yarattı. Etkileri nesiller boyunca devam etti ve dünya çapında sayısız metal alt türüne ve gruba ilham verdi.

2. Metallica
Metallica 1980’lerin başında thrash metal sahnesinde ortaya çıktı ve kısa sürede tarihin en etkili ve ticari açıdan en başarılı metal gruplarından biri haline geldi. Agresif riffleri, karmaşık kompozisyonları ve ham enerjileriyle tanınan grubun Master of Puppets ve Ride the Lightning gibi albümleri thrash metal başyapıtları olarak kabul ediliyor. Hız, melodi ve gücü harmanlama yetenekleri, heavy metali küresel bir ana akım kitleye taşımalarına yardımcı oldu ve metal devleri olarak miraslarını sağlamlaştırdı.

3. Iron Maiden
Iron Maiden, yükselen vokalleri, dörtnala koşan bas hatları ve destansı hikaye anlatımlı şarkı sözleriyle Yeni Dalga İngiliz Heavy Metal (NWOBHM) ile eş anlamlı hale geldi. Kuruldukları 1975 yılından bu yana mitoloji, tarih ve fanteziyi harmanlayan ikonik parçalar içeren The Number of the Beast ve Powerslave gibi bir dizi klasik albüm yayınladılar. Enerjik canlı performansları ve maskotları Eddie metal kültürünün temel taşlarından biri haline geldi.

4. Judas Priest
Judas Priest genellikle heavy metalin görsel ve sonik estetiğini şekillendirmesiyle tanınır. 1969’da kurulan grup, çift gitar atağını, deri ve çıtçıt modasını ve Rob Halford’un güçlü, operatik vokallerini tanıttı. British Steel ve Painkiller gibi albümler hız, melodi ve saldırganlığı birleştirme yeteneklerini sergileyerek nesiller boyu metal müzisyenlerini ve hayranlarını etkiledi.

5. Avcı
Vahşi hızları ve acımasızlıklarıyla tanınan Slayer, Metallica, Megadeth ve Anthrax ile birlikte thrash metalin “Büyük Dörtlüsü “nden biri haline geldi. Hızlı tremolo çalma, agresif davul çalma ve karanlık lirik temalarla karakterize edilen müzikleri, ekstrem metalin sınırlarını zorladı. Reign in Blood gibi albümler heavy metalin agresif yönünü tanımlamaya yardımcı olan ufuk açıcı çalışmalar olarak kabul edilir.

6. Megadeth
Eski Metallica gitaristi Dave Mustaine tarafından kurulan Megadeth, thrash metale teknik hassasiyet ve karmaşık şarkı yazarlığı getirdi. Karmaşık riffleri ve sosyal bilince sahip şarkı sözleriyle tanınan Rust in Peace ve Countdown to Extinction gibi albümler thrash’i müzisyenlik ve lirik derinlik açısından yeni seviyelere taşıdı. Megadeth, yenilikçiliği ve durmak bilmeyen enerjisiyle metal camiasının temel taşlarından biri olmaya devam ediyor.
7. Pantera
Pantera, 1990’larda thrash, hardcore ve geleneksel metali harmanlayan daha ağır, groove odaklı bir sound ile Amerikan heavy metalini yeniden canlandırdı. Çığır açan albümleri Vulgar Display of Power, agresif riffleri ve Phil Anselmo’nun çiğ vokal tarzını tanıtarak yeni nesil metal gruplarına ilham verdi. Pantera’nın etkisi, metal tarihinde onları ayrı bir yere koyan ağırlık ve groove füzyonu ile devam ediyor.

8. Derin Mor
Bazen hard rock olarak kategorize edilse de, Deep Purple’ın öncü gitar riffleri ve ağır org sesleri heavy metalin temelinin şekillenmesine yardımcı oldu. 1968 yılında kurulan grubun ikonik parçası Smoke on the Water rock tarihinin en tanınmış rifflerinden birine sahiptir. Deep Purple’ın ilk çalışmaları sayısız metal grubunu etkilemiş, blues rock ile yeni ortaya çıkan heavy sound arasında köprü kurmuştur.

9. Motörhead
İkonik Lemmy Kilmister liderliğindeki Motörhead, punk’ın hızını metalin ağırlığıyla birleştirerek thrash ve speed metali etkileyen çiğ, agresif bir sound yarattı. Grubun 1980 tarihli Ace of Spades albümü amansız enerjisi ve tavrıyla bilinen bir dönüm noktasıdır. Motörhead’in saçma sapan yaklaşımı onları hem metal hem de rock hayranları arasında sevilen bir grup haline getirdi.

10. Ozzy Osbourne (Solo Kariyer)
Aslen Black Sabbath’ın solisti olmasına rağmen Ozzy Osbourne’un solo kariyeri heavy metal tarihinde kendi efsanevi yolunu çizdi. Gitarda Randy Rhoads’un yer aldığı Blizzard of Ozz ve Diary of a Madman gibi albümler metalin en ikonik riff ve marşlarından bazılarını içeriyordu. Ozzy’nin eşsiz sesi, teatral temalar ve virtüözik gitar çalışmalarıyla birleşerek “Karanlıklar Prensi” ve bir metal ikonu olarak statüsünü sağlamlaştırdı.

